Ağ Vatandaşlığı

Pandeminin hayatımıza girmesiyle pek çok ebeveyn çocuklarının uyku düzeninin bozulduğunu ve onlar için endişelendiğini dile getiriyor. Gece yatmak, sabah da kalkmak bilmeyen gençlerle yaşıyoruz. İyi bir gece uykusu hem fiziksel hem de psikolojik olarak çocuklarımızı sağlıklı yapıyor ama internetin, sosyal medyanın, facebook ve youtuberların kol gezdiği bir dünyada çocuklara uykunun önemini anlatmak biraz zor oluyor maalesef. 

Eskiden ‘’ne çok televizyon izliyorsun’’ diye kızdığımız çocuklara ‘’bırak bu youtubeu tiktoku televizyon izle’’ demeye başladık. Çocuklar ve genç erişkinler arasında yeni gözde meslek youtuberlık oldu son zamanlarda.  Sunulan bilginin doğru ya da yanlış faydalı ya da faydasız olması pek önemli değil. İzleyeni ekran karşısında tutabildiği sürece sorun yok.

İnternet büyük bir pazar ve en büyük alanda sosyal medyaya ayrılmış durumda. Kemal Sayar'ın dediği gibi pek çoğumuz ‘’ağ vatandaşıyız’’. Ağ’a bağlandığınız zaman gecenin, gündüzün, gerçeğin, sahtenin ayrımı yapılamaz hale geliyor. Dakikaları, saatleri hatta toplasak günlerimizi bile ağ karşısında tüketiyoruz. Hayatımız ‘’mış gibi’’ yaşayan oyunculara dönüyor. En başta da mutluymuş gibi davranmaya başlıyoruz. Paylaşılmamış mutlu anlarımızı sanki yaşanmamış sayıyoruz. Bir süre sonra da istediğimiz gibi değil, sosyal medyadaki trendlere göre yaşamaya başlıyoruz. Sosyal hayatımızı sosyal ağlara bağlı olarak yaşıyoruz. Aktif sosyal medyanın içinde yalnızlık çekiyoruz.

ag_vatandasligi.jpg

Evet insan kendi çağının ürünüdür.  Değişen teknoloji insanı da değiştiriyor. Uzaktan eğitimin devam ettiği şu dönemde okul çağındaki çocukların internetten uzak durması elbette mümkün değil.  Bu durum hayatımızın bir gerçeği ama interneti kullanmak çocuklarımızın hayatında bir amaç değil araç olduğunu unutmamak ve onlara da hissettirmek gerekiyor. Çocuklar için internetten bilgiye ulaşmak elbette daha kolay ama elde edilen bilginin doğruluğu kesin değil. Bu şekilde doğruluğu kesin olmayan bilgiyi çocukların zihninde düzeltmek bazen zaman alıyor, bazen de hiç mümkün olmuyor. İnternette doğru bilgiye ulaşmak samanlıkta iğne aramaya benziyor.  Diyelim ki o yine iğneyi, pardon bilgiyi bulduk, ya sonrası?  Öğrenme üzerine yapılan araştırmalar ‘’insan bilgiyi elde ederken ne kadar aktif olursa elde edilen bilgi de o kadar kalıcı olur’’ diyor.

İnternette bilgiyi elde etmek parmağınızın ucunda. Çok kolay ulaştığımız bu bilgilere istediğimiz zaman tekrar ulaşabileceğimiz için hafızamızda kalması için pek gayret göstermiyoruz. Zira tekrar google sorunca söylüyor bize ne de olsa. Bu sebeple  kullanmadığımız hafızamız giderek tembelleştiriyor.

Hızlı yaşam sosyal yaşantımızı da etkiliyor.  Bilgiye bu kadar kısa yoldan ulaşan bireyler hayatta da istedikleri şeye en kestirme yoldan sahip olmak istiyorlar. Bunu elde edecekleri mecralara yöneliyorlar. Kimi zaman bu istekleri o kadar hızlı değişiyor ki; birkaç gün önce istedikleri şeyden bir anda vazgeçtiklerini gözlemliyoruz.

Hızlı geçişler tabi ki en çok da dikkat dağınıklığını beraberinde getiriyor. Günümüzde pek çok ailenin ortak sorunu, sanırım dikkat dağınıklığı. Zihinlerimiz bedenlerimize uyum sağlayamıyor. İsteklerimiz gibi merak ettiklerimiz de bir anda değişim göstermeye başlıyoruz. Ellerimizdeki telefonlar, zihinlerimizi yönetiyor. Yemeklerle ilgili araştırma yaparken bir anda kendimizi farklı mecralarda buluyoruz.

Beni en çok etkileyen durumlardan birisi de aile içi görüşmeler veya sosyal toplantılar. Birbirimizin yüzüne bakmak yerine elimizdeki akıllı telefonlarla meşgul oluyoruz. Birbirimizin sesini duymak yerine videolarda kayboluyoruz.

vakit.jpg

Peki bunca uyaran arasında ne yapacağız? Bu kadar renkli dünyada yolumuzu nasıl bulacağız? Şimdi size bu işi şıp diye çözecek sözler söyleyemeyeceğim maalesef ama yaptığımız hataları kontrol altına alarak süreç içerisinde bu işin üstesinden gelebileceğimiz tavsiyelerde bulunacağım.

Hayatımızın her alanına girmiş ve günlük yaşantımızın bir parçası haline gelmiş olan teknolojik aletlerin bir araç değil amaç olduğunu unutmamamız gerekiyor. Akıllı tahtalar, tabletler, dijital içerikler, üç boyutlu yazıcılar bizim hayatımızı ve öğrenmemizi kolaylaştıran araçlardır. Teknolojik aletler eğitim tekniklerini tamamlayıcı olarak kullanıldığı zaman daha yararlı olur. Öğrenme güçlüğü çeken veya hızlı öğrenen bireylerin kendi hızında ilerlemesine imkan sunar.

Çocuklar zihinlerinin öğrenmeye bu kadar açık olduğu yaşlarda ellerine bir teknolojik alet verip sessiz sedasız oturmalarını ‘’kafa dinlemek’’ diye nitelendirmek yerine biraz zaman ayırıp sahici deneyimler yaşamalarını sağlayın. Çocuklarımızı fişte unutmayalım lütfen. Küçük bir oyun, mutfakta basit bir deneyimle hayatlarına dokunalım.

Çocuklarla medya ve işleyişi hakkında konuşun. İzledikleri youtube kanallarının zamanlarını ve zihinlerini oyalayarak para kazandığını anlatın.  İzlediklerinin nitelikli olması için siz araştırmalar yapın.  İzleyebileceği içerikleri ya önce siz izleyin ya da güvendiğiniz kişilerden tavsiye alın.

Uyku. Evet iyi bir gece uykusu her yaş grubunda sağlıklı yaşam için elzemdir.  Uykuyu siz de öncelikleriniz arasına alıp çocuklarınız için tavsiyede bulunun.

Zihninizin sınırlarına iyi kavrayın, onun gelişimi için kitap okuyun, müzik dinleyin, yürüyüş yapın, merak ettikleriniz için kitapları ve kütüphaneleri hayatınızdan çıkarmayın.

Çoklu görevler üstlenerek veya sürekli görev değişikliği yaparak dikkatinizi dağıtmayın, bunun için iyi bir planlama yapın.

Sevdiklerinizin yüzüne bakmayı ekrana bakmaya tercih edin. Yaşamın tadını hızlanarak değil yavaşlayarak almaya çalışın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Emel GÜL Arşivi