Son 20 yılda enerji talebinin en hızlı arttığı OECD Ülkesi Türkiye oldu

Son 20 yılda enerji talebinin en hızlı arttığı OECD Ülkesi Türkiye oldu
İklim değişikliğinin etkileri her geçen gün artarken, ülkemizin yeşil dönüşüm sürecindeki gelişimine katkıda bulunmak için harekete geçen İLKE Vakfı, farklı uzmanların ve akademisyenlerin katkılarıyla hazırladığı “Türkiye’de Yeşil Ekonomi: Dönüşüm İçin Bir Yol Haritası” raporunu yayımladı. Raporda Türkiye’nin yeşil ekonomi yolculuğu, iklim hedefleri, ekonomik kalkınmanın çevresel maliyeti, yeşil enerji dönüşümü, yeşil ekonomi ve İslami finans kuruluşları gibi birçok başlık değerlendiriliyor.

İklim değişikliğinin etkileri her geçen gün artarken, ülkemizin yeşil dönüşüm sürecindeki gelişimine katkıda bulunmak için harekete geçen İLKE Vakfı, farklı uzmanların ve akademisyenlerin katkılarıyla hazırladığı “Türkiye’de Yeşil Ekonomi: Dönüşüm İçin Bir Yol Haritası” raporunu yayımladı. Raporda Türkiye’nin yeşil ekonomi yolculuğu, iklim hedefleri, ekonomik kalkınmanın çevresel maliyeti, yeşil enerji dönüşümü, yeşil ekonomi ve İslami finans kuruluşları gibi birçok başlık değerlendiriliyor.

İklim değişikliği dünyanın geleceğini olumsuz yönde etkilerken hem ekonomik hem de politik açıdan zarar vermeye devam ediyor. Birçok ülke ise karbon emisyonlarını sıfırlamak, doğal kaynakları verimli kullanmak için yeşil dönüşüm sürecini hızlandırıyor. Ülkemizin yeşil dönüşüm sürecindeki gelişimine katkıda bulunmak için harekete geçen İLKE Vakfı İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), farklı kaynak ve uzman görüşlerinden analiz ederek hazırladığı “Türkiye’de Yeşil Ekonomi: Dönüşüm İçin Bir Yol Haritası" raporunu yayımladı. Hem Türkiye hem de globaldeki sürdürülebilirlik çalışmalarının veri temelli bir şekilde değerlendirildiği raporda, karbon emisyonu salımından enerji tüketimine kadar pek çok konu ele alındı.

“İklim kriziyle mücadelede birlikte hareket edilmeli”

İklim krizine karşı mücadelede kolektif bir bilinçle hareket edilmesi gerektiğine dikkat çeken rapor yazarlarından Dr. Öğr. Üyesi Ömer Faruk Tekdoğan konuya dair şu açıklamada bulundu: “Tüm paydaşların ortak mücadelesini ve çok yönlü çabasını gerektiren iklim kriziyle mücadele konusunda son yıllarda hem dünyada hem de Türkiye’de önemli gelişmeler yaşandı. Bunların başında iklim değişikliği kapsamında imzalanan ilk küresel anlaşma olan Paris Anlaşması ve ülkelerin ölçülebilir iklim hedeflerinin belirlenlendiği BM Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi bulunuyor. ABD ve 27 AB ülkesinin 2050’ye kadar karbon salımında net sıfıra ulaştırması amaçlanıyor. Biz de ülkemizin yeşil dönüşümüne katkıda bulunmak için hazırladığımız raporla bir yol haritası oluşturduk.”

Kişi başına karbon emisyonunda başı ABD çekiyor

Türkiye’de Yeşil Ekonomi: Dönüşüm İçin Bir Yol Haritası başlıklı rapora göre, dünyada kişi başına karbon emisyonu salımının en çok kaydedildiği bölgelerin ilk sırasında ABD gelirken, onu Çin ve AB ülkelerinin ardından Türkiye takip ediyor. Karbon emisyonunu en çok tetikleyen itici güçler arasındaki enerji kaynaklarında %33 ile petrol birinci sırada yer alırken, bunu %27 ile kömür ve %24,3 ile gaz izliyor. Geçtiğimiz 20 yılda enerji talebinin en hızlı arttığı OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) ülkesinin ise Türkiye olduğu aktarılıyor. Enerji ihtiyacının %76’sından fazlasını yurt dışından ithal eden ve önemli bir bölümünü ithal fosil yakıtlardan karşılayan Türkiye’nin ise yeşil dönüşüm kapsamındaki çalışmalarını hızlandırdığı belirtiliyor.

Cari açıkla mücadelede önemli bir güç olabilir

Rapordaki verilerden hareketle ülkemiz, enerji krizinin küresel bir problem haline geldiği şu günlerde, enerji verimliliğinde önemli bir yol kat ediyor. Enerji verimliliği açısından rüzgâr enerjisinde İngiltere’den sonra, güneş enerjisinde ise İspanya’nın ardından ikinci sıraya yerleşiyor. Her ikisinin toplamının yer altığı tabloda da birinci olarak konumlanıyor. Türkiye’nin bu başarısının arkasında ise üç tarafının denizlerle çevrili olmasıyla birlikte rüzgâr nehri ve verimli güneş ışınım değerleri bulunuyor. Bu doğrultuda yeşil dönüşümün Türkiye’nin cari açıkla mücadelesinde de önemli bir güç olacağı öne sürülüyor. Raporda yasal düzenlemelerin, mevzuat ve regülasyonların oluşumunun birincil adım olması gerektiği vurgulanırken, üretim maliyetlerinin düşmesi için fon ve teşvik paketlerinin oluşturulması zorunlu görülüyor.

Yeşil dönüşüm, İslami finans kuruluşları için fırsata dönüşebilir

İLKE Vakfı’nın “Türkiye’de Yeşil Ekonomi: Dönüşüm İçin Bir Yol Haritası” başlıklı raporuna göre, İslami finans kuruluşların konvansiyonel finanstan farklı olarak işlerinde uyması gereken ilkeler, sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüme yönelik amaçlarla örtüştüğü için gerekli ölçütlerin sağlanmasında avantaj yaratabiliyor. İslami finans kuruluşlarının girişimler yoluyla yeşil dönüşümün finansal sistemdeki payını artırması gerektiği belirtilen raporda, bu amaç doğrultusunda hükümetlerin teşvik politikaları, destekleyici ve kolaylaştırıcı düzenlemelerle İslami finans kurumlarının önünü açmasının beklendiğine dikkat çekiliyor.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.