Erdal Küçükşehir

Erdal Küçükşehir

Belirsizlik

Bir Afrika atasözü ile başlayalım: “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa bilin ki orman yanıyor demektir.” Hakikaten arasında yer aldığımız kısaca GOP olarak adlandırılan Gelişmekte olan piyasalar açısından tam yerinde bir tabir. Fed’in bilanço küçültmesi ve faiz artırım kararları bu piyasaları sallarken geçtiğimiz hafta Avrupa Merkez Bankası’nın “Genişlemeyi yılsonu bitireceğim” açıklaması üstüne tuz biber oldu.

Sorun sadece iki Merkez Bankası ile sınırlı olsa iyi. Daha sırada ortalığa para saçan İngiltere ve Japonya Merkez Bankaları var. Artık bizimde arasında olduğumuz piyasalarda yönetilebilen risklerden ziyade ön görülemeyen belirsizlikler hakim. Riskleri kısmen de olsa ölçebilir getireceği sonuçlara karşı en azından seçenekli senaryolar yapabilirsiniz. Oysa belirsizliği yönetebilmek neredeyse imkansız.

Bol ve ucuz para dönemi adeta bu piyasalar açısından tatlı bir masaldı. Fakat ucuz paranın sahipleri yarattıkları varlık balonunun boyutlarını görünce daha büyük bir yıkımdan korkarak politikalarında değişikliğe gitmek zorunda kaldılar. Amerika ya da Avrupa’da işler çok iyiye gittiği için değil daha büyük bir yıkımla yüzleşmek istemedikleri için bu politikalara son verdiler.

Yıllar önce de yazmıştım bol ve ucuz para dünyada refah seviyesinin artmasına ya da gelir adaletsizliğinin ortadan kalkmasına hizmet etmedi. Alın teri dökmek yerine paradan daha çok para kazanmak isteyenlere hizmet etti. Kendi penceremizden olaya baktığımızda daha 6 ay öncesine kıyasla faiz ve kur cephesinde tam bir belirsizlik hali ortada.

Bu ortamdan kazanan çıkmaz emin olun. Çok kazanmakla itham ettiğimiz finans kuruluşları bile böylesi bir belirsizliği yönetemez. Reel sektör açısından ise durum daha vahim bir hal almaya başladı. Reel sektörün içerisinde olan biri olarak yıllardır neredeyse tüm dünyada şirketleri çıkmaza sokan ana faktörlere baktığımızda ilk sorun nakit akışı hesabında yaptığımız hatalar. Riski zamanında görememek ve borcumuzu küçük gelirimizi büyük görerek kısa vade borçlanmaları yönetememek ana maddeler. Zamanında alınması gereken tedbirler konusunda çoğu zaman mantıkla değil duygularla hareket etmekte başka bir etken.

Özellikle işletme sermayesi eksikliğinin en büyük problemlerden biri olduğu ülkemizde mevcut faiz oranlarıyla işletmelerin ayakta kalması nasıl sağlanacak bilemiyorum. Son dönemde borçlanma maliyeti neredeyse %10 daha artmış. Fed’in 2021’e kadar piyasadan çekeceği meblağ 2 trilyon dolar. Avrupa Merkez Bankası kararının ise Türkiye’ye etkisi daha önemli zira dış finansman ihtiyacımızın % 60’ını Avrupa kaynaklı çözüyoruz. Bu güne kadar bilançosunun % 35’ini daraltan Fed’e 2019 ortalarında AMB’yi ilave edersek her ay gelişmekte olan piyasalardan ciddi miktarda para çıkışı olacak.

Daha bunlar yetmezmiş gibi Çin’den gelen büyüme rakamlarının adeta çakılması küresel anlamda bir şok daha yaşatacak gibi. ABD ile Çin arasında başlayan ticaret atışmaları gölgesinde Çin 22 yılın en yavaş sanayi büyüme rakamlarını açıkladı. Perakende satışlarda 15 yılın en kötü rakamları söz konusu. Çin sert bir iniş yaşarsa alın size bir belirsizlik daha.

Gelişmekte olan piyasalar için zor döneme girildiği gerçeğini kabullenmeliyiz. Tuhaf zamanlarda yaşayasın sözü eski Çin’de bir beddua imiş. Küresel ekonomiye baktığımızda özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından tuhaf zamanlarda yaşıyoruz diye düşünür oldum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erdal Küçükşehir Arşivi