Ekonomik gelişmeler, demografik değişimler, geniş ölçekli kamu yatırımları ve teşvikler sektör büyümesini desteklerken, sektörün karşılaşabileceği zorluklar arasında sınırlı finansal kaynaklar, iş gücü arzındaki sıkışıklık ve inşaat maliyetlerinin artması yer alıyor.
EY-Parthenon (EYP), Türkiye İnşaat Sektörü Görünümü çalışmasını yayımladı. Türkiye inşaat sektörünün 2018-2024 yılları arasındaki hacimsel gelişiminin konut, ticari, endüstriyel ve kamu kırılımlarıyla incelendiği ve 2027’ye dönük sektör büyüme tahmininin paylaşıldığı çalışma, sektörün 2027 yılına kadar karşılaşacağı fırsat, risk ve zorlukları da ortaya koyuyor.
Çalışmaya göre; pandemi döneminde sert bir düşüş yaşayan, daha sonra toparlanarak 2024’te 61 milyar avro ile zirveye ulaşan Türkiye inşaat sektörünün 2025’te yaklaşık 65 milyar avroya, 2026’da yaklaşık 70 milyar avroya ulaşması ve 2027’de ise 70 milyar avro seviyesini aşması bekleniyor. Bu büyümeyi; GSYH artışı, istikrara kavuşan enflasyon, demografik değişimler, afetler sonrası yeniden inşa ve sürdürülen kamu yatırımları gibi etkenler etkiliyor. Son dönemdeki sektör eğilimleri, inşaat ve yapı malzemelerinin maliyetlerindeki artışlar ile inşaat ruhsatlarındaki dalgalanmalar doğrultusunda belirleniyor. Bu durum, yerel kredi faiz oranları ve regülasyonlardaki değişiklikler gibi ekonomik faktörler tarafından yönlendirilen inşaat faaliyetlerindeki değişimleri de yansıtırken, ileriye dönük olarak enflasyonun dengelenmesi ve konut talebinin artması ile birlikte, inşaat sektörünün genel GSYH büyümesiyle paralel şekilde genişlemesi bekleniyor.
Artan maliyetlere rağmen sektör dayanıklı
Sektör büyümesinin özellikle kentsel dönüşüm, yeniden inşa, yapı izinleri ve hükümet teşvikleri gibi etkenler sebebiyle %36 ile 2024 yılında yüksek bir seviyeye ulaştığını ortaya koyan çalışma, inşaat maliyetlerindeki artışa da dikkat çekiyor. 2021’de 100 olan maliyet endeksi 2024’te 505’e yükselirken, bu durum sektörün kâr marjları üzerinde baskı oluşturduğunu gösteriyor. 2017’de 119 seviyesinden 2022’de 94’e geriledikten sonra 2024’te 115’e yükselen üretim endeksi, artan maliyetlere rağmen sektörün dayanıklılığını ortaya koyuyor. Gelir artışı maliyet artışlarını aşıp, gelir endeksi 2021’de 100’den 2024’te 706’ya yükselirken, bu durum sektörün kârlılığı sürdürme çabalarını yansıtıyor. Son yıllarda artan saatlik asgari ücret de üretim maliyetlerine baskı yapıyor.
Kamu yatırımları, kentsel dönüşüm ve yeniden inşa talebi sektörü bekleyen fırsatlar
Türkiye'deki inşaat sektöründe artan inşaat maliyetleri önemli bir zorluk olmaya devam ederken, artan kamu yatırımları ve teşvikler sağlıklı bir büyüme vaat ediyor. İşçilik ve malzeme gibi inşaat maliyetleri kâr marjlarını baskılarken; regülasyon belirsizlikleri, üretimdeki dalgalanma, iş gücü ve kapasite kısıtlamaları sektörün zorlukları arasında yer alıyor. Artan kamu yatırımları, kentsel dönüşümün genişlemesi, yeniden inşa talebi ve artan hane oluşumu ise sektöre ivme kazandırıyor. 2025 yılında, konut satışları güçlü seyrini sürdürüyor ve kredi kullanımı artırıyor. Ancak yüksek faizle nakit ve alternatif finansman yöntemleri yaygınlığını koruyor.
Güçlü konut talebi tüketiciyi geleneksel kredi yerine farklı finansman yöntemlerine yöneltiyor
Sıkı para politikasına ve azalan kredilere rağmen devam eden güçlü konut talebi, tasarruf finansman şirketlerinin varlıklarını artırdı ve alternatif konut finansmanı alanına yeni oyuncular çekti. Türkiye’de konut talebi güçlü seyrini sürdürdükçe, tüketiciler geleneksel krediler yerine alternatif finansman yöntemlerine yöneldi ve tasarruf finansman modelleri bunun başında yer aldı. Tasarruf finansman şirketlerinin toplam varlıkları 2022’de 0,8 milyar avro seviyelerindeyken; 2024’te 2,8 milyar avroya yükseldi. Haziran 2025 itibarıyla, Türkiye’de 6 lisanslı tasarruf finansman şirketi faaliyet gösterirken, sektörün toplam varlık büyüklüğü Haziran 2025’te 4,2 milyar avroya ulaştı.
EY-Parthenon Türkiye Şirket Ortağı Cem Çamlı, Türkiye inşaat sektörüyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“EY-Parthenon olarak; Türkiye inşaat sektörünün ekonomik büyüme, nüfus artışı, kentsel dönüşüm ve sosyal konut gibi devlet politikaları, geniş ölçekli kamu altyapı yatırımları ve teşviklerle 2027'ye doğru istikrarlı bir şekilde büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Artan inşaat ve iş gücü maliyetleri, krediye erişimde yaşanan sıkıntılar ve yeni düzenlemelere duyulan ihtiyaç sektör için bazı zorluklar oluşturuyor. Buna karşın, artan konut ihtiyacı, kentsel dönüşüm projeleri, yeniden yapılanma çalışmaları ile veri merkezleri ve lojistik tesisler gibi yeni yatırımlar sektörün büyümesi için de önemli fırsatlar sunuyor. 2025 yılı üçüncü çeyrek büyüme verilerine göre, dönem içerisinde en hızlı büyüme kaydeden sektör %13,9 ile inşaat sektörü olmuştur. Bu sebeple, sektördeki tüm paydaşların zorlukları ve fırsatları göz önünde bulundurmaları ve geleceğe yönelik stratejik yol haritalarını şimdiden belirlemeleri kritik olacaktır. Bu çalışmamızın tüm paydaşlara yol gösterici bir rehber niteliğinde olacağına inanıyoruz.”