Ömer Üzen: ‘ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya’da Halkla İlişkiler’

Ömer Üzen: ‘ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya’da Halkla İlişkiler’
Haber içeriğinin sahibi ve yapıcısı olan Ömer Üzen; araştırmacı/yazar, politikacı, mühendis, girişimci ve internet (web, yazılım) uzmanlığı gibi kimlikleriyle bilinmekte ve öne çıkmaktadır.

ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya’da halkla ilişkiler ve tarihsel gelişimleri
Amerika Birleşik Devletleri

Günümüzde halkla ilişkiler uygulamalarına rehberlik eden ve büyük ölçüde gelişiminde çok önemli rol oynamış olan ABD, halkla ilişkilerin modern anlamıyla ortaya çıktığı ilk yerdir. Hem akademik olarak hem de uygulamada halkla ilişkilerin gelişiminde büyük pay sahibidir. Halkla ilişkilerin ABD’de bu kadar gelişmesinin ana temelinde demokrasi ve kapitalizm yatmaktadır. Aynı zamanda ABD’nin kozmopolit bir yapıya sahip olması, diğer uluslarında halkla ilişkiler çalışmalarına rehberlik edebilme imkânı sunmuştur. Avrupa da daha çok halkla ilişkilerin nedenleri ile ilgilenilirken, Amerikalı düşünürler halkla ilişkilerin etkilerini araştırmaya başlamışlardır. Teori olarak gelişiminde Avrupalı düşünürler etkili olmuştur. ABD ise bu düşünürlerin eserlerini çevirerek halkla ilişkiler çalışmalarını daha etkili bir şekilde yürütmüştür. ABD’de ilk halkla ilişkiler terimi 3. ABD Başkanı Thomas Jefferson’un faaliyetlerinde halkla ilişkiler çalışmalarına yer vermesiyle görülmüştür. Bu terim o dönemlerde daha çok dış ilişkiler bazında kullanılmıştır. Bugünkü anlamına en yakın şekilde Dormen Eaton adında bir avukatın “halkla ilişkiler ve mesleğin görevleri” deyişiyle, halk yararını dile getirmek adına kullanılmıştır. Bu gelişmelerden sonra 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında bazı edebi bürolar kurulmuştur. Bu bürolar daha sayısız reklam ajansına dönüşmüştür. ABD’de günümüzde araştırmacı gazetecilik olarak nitelendirilen muckraking diye adlandırılan yazarların halkla ilişkiler faaliyetlerinin gelişimine büyük katkısı olduğu düşünülmektedir. Bu süreçlerden sonra ABD’de halkla ilişkiler konusunda tüm kuruluşlar etkin olmaya başlamıştır. Ülkede 1920 yılında kurulan Halkla İlişkiler Danışma Ajansı bu gelişimin ivme kazanmasına neden olmuştur. 1923 yılında New York Üniversitesinde halkla ilişkiler derslerinin de verilmesi, ülkede halkla ilişkilere ne kadar önem verildiğini göstermektedir. Aynı zamanda 1929 Büyük Bunalımı’nın başlamasından sonra dönemin yöneticileri serbestleşmenin halka aşılanmasında büyük halkla ilişkiler çalışmaları yürütmüşlerdir. Bu çaba o yıllardan günümüze artan bir oranda devam etmiştir. Amerika halkla ilişkiler uzmanları meslek örgütleri olan Amerikan Halkla İlişkiler Topluluğu’nun (PRSA) 1948 yılında kurulması, ABD’de halkla ilişkilerin gelişiminde büyük bir katkı sağlamıştır. ABD’de halkla ilişkiler gelişimine devam ederken, bu süreç uluslararası platformlara da yansımıştır. ABD uluslararası halkla ilişkileri, sistematik ve bir merkezden yönetilir hale getirmeyi vurgulamaya başlamıştır. 1953 yılında ABD Başkanı tarafından kurulan Amerikan Enformasyon Servisi uluslararası halkla ilişkiler çalışmaları yürütmeye başlamıştır. Bu servisin amacı diğer ulusların insanlarına Amerika’nın hedeflerini ve politikalarını anlatmak ve Amerikan yaşamının kültürünün bir resmini çizmektir. ABD’de çıktığı yönüyle halkla ilişkiler çalışmaları daha çok müşteriye ahlaki danışmanlık ve sosyolojik eğitim hizmeti sunmak olarak görülmüştür. Fakat son 15 yılda halkla ilişkilere retorik bakış açısıyla yaklaşılmaya başlanmıştır. Yani mesajı iletme biçimi daha çok önem kazanmıştır. 21. Yüzyıla girilirken Aristocu retorik anlayışı popüler hale gelmiştir. ABD’de halkla ilişkilerin yerini, bazı yorumculara göre yaygın bir biçimde kullanılan kurumsal iletişime bıraktığı iddia edilmeye başlanmıştır. Ülkede, modern gelişim ve küreselleşen dünya ekonomisinde profesyonel halkla ilişkiler danışmanlığı, büyük şirketler ve holdinglerin uzman bürolarının halkla ilişkiler ajanslarıyla iş birlikleri, dünyada diğer ülkelere öncülük edilmesi gibi faktörler halkla ilişkilerin gelişmesinde büyük pay sahibi olmuştur. Ivy Lee ve Edward Bernays gibi düşünürlerin halkla ilişkiler çalışmalarıyla ABD bu konuda ismi ilk sırada olan ülke konumuna gelmiştir.

İngiltere

İngiltere’ye geldiğimizde, İngilizlerin halkla ilişkiler çalışmalarının ABD’deki uygulamalara çok benzer olduğunu görmekteyiz. Diğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak İngiltere’de halkla ilişkiler ABD ile çok paralel gelişmiştir. İngiltere’de ilk halkla ilişkiler çalışmaları 1911 yılına denk gelmektedir. Özellikle 1914 yılında 1. Dünya Savaşının başlamasıyla birlikte, ülkede denizaşırı ülkelerde resmi tanıtım faaliyetleri yapılması halkla ilişkiler çalışmalarını çok geliştirmiştir. Yürütülen kampanyalar sayesinde ülkenin reklamı yapılmış ve bunun da bir sonucu olarak halkla ilişkiler çalışmaları hız kazanmıştır. İngiltere’de özel sektörde halkla ilişkiler çalışmalarının başlangıcı 1930’lu yıllarda olmuştur. Daha sonraki yıllarda halkla ilişkiler ile ilgili en kayda değer çalışma, 1948 yılında kurulan Halkla İlişkiler Enstitüsü’dür. Bu kuruluş ülke genelinde halkla ilişkiler çalışmalarının gelişiminde büyük pay sahibi olmuştur. Bu örgüt İngiltere’deki halkla ilişkiler statüsünü korumayı, yükseltmeyi ve halkla ilişkilerle ilgili uygulamaların standartlarını artırmayı hedeflemişlerdir. ABD ile paralel bir şekilde gelişen halkla ilişkiler çalışmaları, İngiltere’de de ilk başlarda ticari gelişmeleri yönetmek ve sosyal kontrolü sağlamak için yapılmıştır. Ülkede daha sonraki yıllarda halkla ilişkiler, sorun yönetimi, kampanya hazırlama, toplum ilişkileri, kurumsal reklam, kurumsal iletişim, kamunun bilgilendirilmesi, pazarlama iletişimi, kamuyla ilişkiler, kurumsal ilişkiler, kurumsal işler ve ilişkiler, algı yönetimi, konferans organizasyonu, çalışanlarla iletişim, sergiler, olay yönetimi, konuklarla ilişki, sponsorluk, sosyal sorumluluk, tüketiciye yönelik yayınlar, medya ilişkileri ve lobicilik gibi alanlarda yürütülmeye başlanmıştır. İngiltere’de halkla ilişkiler alanı en önemli değişimini 1960’lı yıllarda yaşamıştır. Bu yıllarda halkla ilişkilere olan ilginin artmasının arkasında çoğulculuk arayışı yatmaktadır. Ülkede halkla ilişkiler alanında 50.000’den fazla kişi çalışmakta ve yaklaşık üç milyon poundluk bir bütçe bu alana ayrılmıştır.

Fransa

Fransa’da halkla ilişkiler ABD ve diğer Batı Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında daha yavaş bir gelişim göstermiştir. Bunun sebebi ise halkla ilişkiler alanında çalışan uzmanların çok güçlü bir kültür, iş ve basın gelenekleriyle mücadele etmek zorunda kalmasıdır. Fransızların, yenilikler konusunda hassas davranmaları ve hükümetlerin basınla ilişkiler konusundaki tutumu ülkede halkla ilişkilerin ilerlemesine engel olmuştur. Ülkede buna rağmen halkla ilişkilerle ilgili ilk sayılabilecek faaliyetlere çok erken tarihlerde rastlanmaktadır. Kral 14. Louis zamanında imaj üreticiliği yapılmıştır. Yani Kral 14. Louis kişiliği, yaşamı, hayat hikâyesi hep kamuoyunun önünde onun istediği gibi olmuş ve Büyük Louis imajı bu şekilde yaratılmıştır. Ülkede daha sonraki yıllarda 1789 Fransız İhtilali sayesinde, halkla ilişkiler çalışmalarında çok önemli bir yere sahip olan kamuoyunun önemini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu dönemde William Pitt kamuoyunun güçlendirilmesinden bahsetmiştir. Aynı zamanda Napolyon, Fransa’da halkla ilişkilerin gelişiminde büyük pay sahibi olmuştur. Halkın gücünün farkında olması, çalışanların fikirlerini tanımak ve giriştiği kampanyaların nedenlerini anlatmak, sözlerini ve eylemlerini yayınlanarak halkla duyurmak gibi stratejiler geliştirmesine sebep olmuştur. Bunlar günümüz halkla ilişkiler çalışmalarında sıkça başvurulan taktiklerdir. Fransa’da modern anlamda halkla ilişkilerin somut bir şekilde ortaya çıkması ise 1946 yılına rastlamıştır. Fransa 2. Dünya savaşı sonrasında yaşanan sıkıntılara çözüm bulmak için ABD’de yürütülen halkla ilişkiler çalışmalarını incelemeye başlamıştır. 1946 yılında ilk kez, bir Fransız petrol şirketi tarafından şirket bünyesinde halkla ilişkiler birimi kurulmuştur. Ardından diğer özel sektör ve kamu kuruluşları da halkla ilişkiler birimleri kurmaya başlamıştır. 1955 yılında Ticaret Bakanlığı, Ticaret Odaları bünyesinde halkla ilişkiler birimlerinin kurulmasını önermiştir. 1960 yılında da Posta ve Telekomünikasyon Bakanlığı part time çalıştırmak üzere halkla ilişkiler görevlilerini işe almıştır. 1955 yılında halkla ilişkilerin Fransa’da gelişimini kolaylaştırmak amacıyla 280 kadar üye ile Fransa Halkla İlişkiler Derneği kurulmuştur.

Almanya

Almanya’da halkla ilişkilerin gelişimi sosyal, ekonomik ve politik nedenlerden dolayı oldukça hızlı gerçekleşmiştir. Almanya’da halkla ilişkiler faaliyetlerinin geçmişi Prusya dönemine kadar dayanmaktadır. Prusya’da 1841 yılında ilk politik basın birimi olan Kamusal Gazete Bürosu kurulmuştur. Almanya’da ilk devlet kamu halkla ilişkiler bürosu ise 1848 yılında kurulmuştur. Almanya’da da ABD’de olduğu gibi halkla ilişkiler faaliyetleri bir grup girişimcinin halkla ilişkileri güçlendirme faaliyetleri sayesinde başlamıştır. Krupp şirketler topluluğunun sahibi Alfred Krupp, 1866 yılında halkla ilişkiler faaliyetleri kapsamında kamuoyunu bilgilendirmenin gerekliliğinden bahsetmiştir ancak bu görüşün uygulamaya geçme aşaması oğlu Friedrich Krupp tarafından gerçekleştirilmiştir. Friedrich Krupp 1893 yılında Almanya’da ilk özel sektör halkla ilişkiler bürosunun kurulmasını sağlamıştır. Gerçekleşen bu gelişmeden sonra 1901 yılında ülkede pek çok şirkette halkla ilişkiler birimleri kurulmaya başlanmıştır. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra akademisyenler tartışmaları genişleterek günümüzde teorik ve pratik olarak bilinen bugünkü halkla ilişkiler kavramlarına ulaşmışlardır. Devlet tiplerinin değişimi de bu süreçte Alman halkla ilişkiler tarihinden derin izler yaratmıştır. Alman halkla ilişkiler tarihinin birinci dönemi 19. yüzyılın ortalarında başlamakta ve 1. Dünya Savaşı ile sona ermektedir. Bu dönem içerisinde ilk basın bürolarının kurulması, derneklerin oluşumu, medya ile ilişkilerin geliştirilmesi gibi faaliyetler gerçekleşmiştir. Weimar Cumhuriyeti döneminde ise halkla ilişkiler mesleğinin büyüme ve gelişme evresi gerçekleşmiştir. Yeni sosyal şartlar sonucunda bu dönemde halkla ilişkiler farklı sosyal bölgelerde uygulanmaya başlamıştır. Halkla ilişkiler faaliyetlerindeki üçüncü dönem ise Nasyonal Sosyalistlerin iktidarı ele geçirmesiyle başlamıştır. Bu dönemdeki halkla ilişkiler faaliyetlerinin en önemli özelliği yönlendirmeye dayalı bir propaganda aracı olmasıdır. Dördüncü dönem ise 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile başlamıştır. Bu dönem yeni bir başlangıç ve iyileşme özelliği içermektedir. Bu dönemde halkla ilişkiler kendini yeniden tanımlayarak Nazi propagandasının da etkisinden çıkmıştır. Beşinci dönem ise Alman Halkla İlişkiler Derneği’nin kurulması ile başlamıştır. Bu dönemde mesleki alanın sağlamlaştırılması için yoğun bir şekilde çalışılmıştır. Derneğin kurulmasıyla birlikte özel sektör de halkla ilişkiler faaliyetlerine daha sıcak bir şekilde bakmaya başlamıştır ve bunun sonucunda hem özel sektör hem de kamu sektöründe halkla ilişkiler faaliyetleri uygulanmaya başlamıştır. Günümüzde ise bu derneğin 3000’ne yakın üyesi bulunmaktadır. Derneğin çalışmaları sonucunda halkla ilişkilerin de meslekleşme oranı hızla artmaktadır. İlk halkla ilişkiler dersi 1961 yılında Heidelberg Üniversitesi’nde verilmiştir. 1990 yılında da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birlikte yeni bir dönem başlamış, halkla ilişkiler mesleği profesyonelleşme sürecine girmiştir. Halkla ilişkilerin Almanya’da gelişmesine katkı sağlayan bir diğer unsur ise uluslararası şirketlerdir. Uluslararası Alman şirketleri halkla ilişkileri bir yönetim kavramı ve yönetim fonksiyonu olarak görmüşlerdir. Bugün de bu süreç oldukça etkili bir şekilde devam etmektedir.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.