Ne yazık ki bazı aileler ya da çocuğun temel bakımından sorumlu olan kişiler, çocuklarını yetiştirirken, çocuğun gelişimini engelleyecek ya da duraksatacak, sağlığına ve yaşamına zarar verecek davranışlarda bulunabilmektedir. Bu davranışlar, bazen çocuğun benlik algısına ve gelişimine zarar veren saldırılar ya da cezalar gibi duygusal, fiziksel şiddet veya cinsel istismar şeklinde gerçekleşirken; bazen de beslenme, güvenlik/korunma, eğitim ve sağlık gibi temel fiziksel ihtiyaçlarını karşılamama ya da sevgi, şefkat, destek ve ilgi gibi duygusal ihtiyaçlarını ihmal etme şeklinde de olabilmektedir. Aileleri tarafından istismar ve ihmal edilerek büyütülmek, bu çocukların yalnızca çocukluklarını değil, tüm yaşamını olumsuz yönde etkiler.

Ülkemizde fiziksel cezanın çocuk yetiştirmede disiplin yöntemi olarak yaygın bir kullanımı olduğu bilinmekte. Mesleki hayatım boyunca ne yazık ki ben de bu şekilde büyütülmüş, ruhsal gelişimi ve bütün hayatı çocukluk travmalarının açtığı derin yaralar nedeniyle mahvolmuş yüzlerce insana psikoterapi uyguladım.

Travma, özellikle çocukluk çağında, yaşamın ilk dönemlerinde gerçekleşmişse; ilişkide bulunduğu yakın çevresi tarafından kaynaklanıyorsa ve çocuk bu duruma tekrar tekrar maruz bırakıldıysa, kişide yaşam boyu geçmeyen derin yaralar oluşur. Bu yaralar günlük yaşamda psikolojik bozukluklara, davranışsal sorunlara ve bedensel hastalıklara yol açabilmektedir.  

Çocukluk çağındaki travmaların hayat boyu devam eden psikolojik sorunlara yol açtığı gerçeği artık çoğu insan tarafından bilinmekte. Depresyon, kişilik bozuklukları, kaygı bozuklukları, kontrol edilemeyen öfke patlamaları ve şiddet eğilimi, alkol ve madde kullanımı, tehlikeli cinsel deneyimler, Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, yakın ilişki kuramama, gibi pek çok sorun oluşmaktadır.

Bütün bunların yanı sıra çocukluk çağı travmalarının neden olduğu sorunlara bir boyut daha eklendi. Araştırma verileri bizi bir başka korkunç gerçekle daha yüzleştirdi! Covid-19 Pandemi sürecinde adını sıklıkla duyduğumuz Dünya Sağlık Teşkilatı’nın 50.000 kişi üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçları inanılmaz!!! Fiziksel hastalıkların kaynağı çocukluk çağındaki olumsuz olaylar yani çocukluk (0-18 yaş) travmaları!!

Araştırma sonuçlarına bir göz atalım;

Çocukluğunda 4 ya da daha fazla travma yaşamış birinin;

KOAH olma riski % 258

EKLEM İLTİHABI olma riski % 231

ASTIM olma riski % 231

KANSER olma riski % 157

DİYABET olma riski % 201

KALP KRİZİ geçirme riski %263

FELÇ GEÇİRME riski % 281

GÖRME PROBLEMİ olma riski % 354

MİGREN, FİBROMİYALJİ, HUZURSUZ BACAK SENDROMU... gibi nedeni fiziksel olarak açıklanamayan hastalıklar da var. Bunların da kaynağının geçmiş travmalar olduğunu biliyoruz. Gaziosmanpaşa hastanesinde tedavi gören ve bir türlü iyileşemeyen ve durumu en ağır olan migren hastalarıyla bir çalışma yapıldı. Bu kişilere uygulanan EMDR TERAPİSİ tekniğiyle zihinlerinde ve duygularında oluşan çocukluk çağı travmalarının olumsuz etkisinden kurtulmaları sağlandı ve sonucunda pek çoğu tamamen iyileşti. Ben de terapilerimde pek çok kez aynı sonucu deneyimledim.

Peki, bütün bu araştırma sonuçları bize ne ifade ediyor?

Yaşamınızın erken dönemlerinde travmatik olaylara maruz kaldıysanız, psikolojik sorunlar yaşamanız ve kronik hastalıklarınızın olması kaçınılmaz. Çocukluk çağında yaşanılan olumsuz olaylar sık sık tekrarlandığı için insan beyni bu olumsuz olayların etkisinden arınacak zaman bulamıyor ve beyin de sürekli strese maruz kalıyor. Örneğin tehditler, aşağılama, küfür, şiddet, sürekli kıyaslanma, dışlanma, önemsenmeme, küçük düşürülme, ihmal, taciz, istismar... gibi.  18 yaşına kadar çocuğun beyin gelişimi henüz tamamlanamadığı için, henüz gelişmekte olan zihin bu davranışların oluşturduğu kronik stresten dolayı büyük zarar görüyor. Aynı zamanda bu kronik stresten dolayı bağışıklık (immün )sistemi de gelişemiyor zarara uğruyor. Yaşamın ilerleyen yıllarında da bu kişilerde ne yazık ki psikolojik bozukluklara ve fiziksel hastalıklara neden oluyor.

Eğer sizin de yıllardır geçmeyen fiziksel hastalıklarınız varsa, doktor doktor gezmenize rağmen hastalığınıza bir çare bulamıyorsanız durumu bir de bu açıdan değerlendirin. Belki de hastalığınızın kaynağı çocukluk çağında maruz kaldığınız kötü olaylardır. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin çocukluk çağı travmalarının açtığı derin yaralar asla kendi kendine iyileşmez.  EMDR Terapisi ile zihninizde size sıkıntı vermeye devam bu travmaların etkisinden kurtulabilirsiniz. Çok şükür ki insan beyninin kendini iyileştirebilme gücü de var.

Allah C.C. ruhumuzu ve bedenimizi birbiriyle bağlantılı olarak yaratmıştır. Hastalıklarda bu durumun sadece fiziksel kısmına odaklanarak tedavi etmeye çalışmak, asla tam olarak iyileşme sağlayamaz. İlaçlar sadece semptomları baskıladığı için ya sık sık hasta olursunuz ya da sürekli ilaç kullanmak zorunda kalırsınız. Ruhunuzu iyileştirmedikçe de asla tam olarak iyileşemezsiniz.